Ülkede; Maraş ili, Pazarcık ve Elbistan üstü olmak üzere, 7.7 ve 7.6
şiddetinde iki deprem oldu. Binlerce insan öldü, binlerce insan
yaralandı, birkaç milyon insan evsiz, yurtsuz kaldı.
Tüm Türkiye yaraları sarmak için seferber oldu.
Göçük altından insanlar kurtarılmaya çalışıldı, hayatta kalanlara;
yiyecek, içecek, giyecek, barınak sağlanmaya çalışıldı.
Depremzedelerin yaraları sarılmaya çalışılırken, tüm Türkiye, deprem
bölgesine kilitlenmişken, erken seçim ve cumhurbaşkanlığı adaylık
tartışması Türkiye’nin birinci gündemi haline geldi.
Ülke, cumhurbaşkanlığı adaylık tartışmasına kilitlendi.
Deprem birden unutuldu.
Yazık…
Hem de çok yazık!
11 il deniyor…
Ve diğer iller…
13 milyon insandan bahsediliyor…
Düşünebiliyor musunuz?
Olayın vahametini…
Ülkemizin bir bölgesi tamamen yerle bir…
Bu insanlar evsiz, yurtsuz ve aç!
Yardım bekliyorlar…
Hem de çok acilen…
İçme suyu bulamadım, çocuklarım susuz kaldı!
Diyen çığlıklar!
Çoğunun barınacak bir çadırı yok!
Kimisi hastanede, kimisi kayıp…
Aileler çocuklarını arıyor…
Çaresiz insanlar…
Dayanılır gibi değil…
Türk insanı fedakardır, duygusaldır…
Elinden geleni yapar…
Ekmeğini böler verir…
Paylaşır…
Paylaştı da!
Deprem!
O insanlar, depremi asıl şimdi hissediyorlar…
Yaşamın acımasız yüzü ile karşı karşıyalar…
Korunaksız ve tek başınalar…
Terk edilmiş durumdalar…
Yardımlar yeterli değil.
Deprem bölgesine daha fazla yardım gerek!
Gün cumhurbaşkanı adayını, seçimi konuşma günü değil, yaraları
sarma günüdür.
Depremi unutma! Unutturma!